Tuesday, January 26, 2010

istanbul 2010 kultur baskenti






Istanbul 2010 Kültür Başkenti etkinlikleri sırasında yaşanan kültürsüzlükten haberiniz var mıydı?
evendim, ben de birçok vatandaş gibi çeşitli mercilerden yapılan duyurulara aldanıp halka açık olan gösterileri izlemek için yağmurlu bir istanbul gününde sıcacık evden çıkıp haliçe gittim. etkinliklerin en görkemli hali orada olacaktı.

Etkinliklerin başlamasına 45 dakika kala alana eriştik. Girişte bir kalabalık. İlgi yoğun tabi. Dünya kadar hazırlık yapıldı. 3.000 kişilik platform yapılmıştı insanlar gösterileri izlesin diye. Girişe ulaştık. Güvenlik görevlileri var. ve Girişte insanlar yığılmış.

E tabi kimlik kontrolü yapılacak. Arama yapılacak. Normal şeyler bunlar.

Ama yook. O iş hiç de öyle değilmiş. Sadece davetiyesi olanlar girebiliyormuş içeri. Aaaaaaa ? Ne davetiyesi yahu? Nerden alıcaz davetiyeleri?

Güvenlik görevlilerinin ağzında sadece 1 cümle var: "Sadece davetiyesi olanlar girebilir. Bize öyle emir verildi." Papağan gibi aynı cümleyi tekrarlayıp durdular.

Ne bir yetkili ne de bir açıklama. Herkese açık diye reklamları yapılan, belki de birkaç milyon dolar harcama yapılarak hazırlanan etkinlikler sadece davetli bir grubun izlemesi için organize edilmiş oldu. En azından Haliç'tekiler böyle. Daha sonra Taksim'e geçip orada halka açık olan ateş gösterisini ve Tarkan Konserini izledik. Ama Haliç'teki mühteşem diye reklamı yapılan havai fişek gösterisini göremedik.

Fotoğraflara herşeyi anlatıyor.

Friday, January 8, 2010

Bu Nasıl Laik Yaşam?

Dayanıklı tüketim malları satan büyükçe sayılabilecek bir mağazanın muhasebe bölümüne telefon ile ulaşmam gerekti. Saat 12:30. Telefona cevap veren çalışan "Şu anda hiç kimse yok, cumadan sonra görüşebilirsiniz" diyor.
Garipsedim. İbadet, işyerlerindeki günlük yaşamda reklemı yapılacak birşey değildir. Nüfusunun büyük çoğunluğunun nüfus kağıdında İslam yazan bir ülkede yaşıyoruz ama kaç k işi gerçekten müslüman?
Camiler dolup taşıyor. Peki insanların ne kadarı birbirine güveniyor? Ne kadar güven verecek şekilde yaşıyoruz? Apartmanlarda yaşayan büyük çoğunluğumuz komşularının kaçını tanıyor? Nerede kaldı "komşusu açken tok yatan bizden değildir" güzel hadis'i şerif'i? Tanımadığınız insanın aç olup olmadığını bilebilir misiniz?

Birbirini hiç tanımayan insanların birbirine ne kadar yardım ettiğini biraz izleyin. Sokakta insanları gözleyin biraz. %99'u müslüman olan bir ülke böyle mi olmalı?

Bu mu şimdi İslam'a uygun yaşamak?

Göstermelik yaşar oldu bu ülkenin insanları. İşini layıkı ile yapanların sayısı da gün geçtikçe azalıyor. Sosyal toplum içerisinde işini olmadı gerektiği gibi yapmayanların sayısı arttıkça o toplumun ilerlemesi, yükselmesi mümkün değildir.

Çocuklar, yarının büyükleri. Büyük bir kısmının okul başarıları çok kötü. Onların orada bulunmalarının asli sebebi okumak. İlim-irfan sahibi olmak. Orada olma amacını yerine getirenlerin sayısı gittiçke azalıyor.

Arkanıza dönüp bakıverin. Çocukların karne dönemlerindeki konuşmalara bakın. Özellikle lise döneminde büyük bir kısmının karnelerinde çok sayıda zayıf vardır. Ve bu konu toplumda gülünen konulardan birisi haline geldi. Normal gibi karşılanıyor.

Sorumluluk duygusu bu şekilde gelişir mi?
Ders başarısı düşük olan öğrencinin iş başarısının yüksek olması beklenir mi?

Ülkemi çok seviyorum. Umutsuz değilim. Gelecek mutlaka daha iyi olacak. Ama son 30 senelik geçmişin ülkemizi çok da kalkındırmadığı görüşündeyim.

Hiçbir çöküş sonsuza kadar sürmez. Elbet dibe vurulur ve sonra yükselme başlar.

Değişmeyen tek şey değişimdir inancıyla umudum güçlenmeye devam ediyor :)

Sunday, January 3, 2010

1 Ocak 2010 - Köprüde Bisiklet'e KGS

Senenin ilk günü hava güzeldi. Ben de günü bisiklet üstünde geçirdim. Güzel bir gezi oldu olmasına ama köprüden geçebilseydim daha iyi hissedecektim.
Hani izin verilmemesini anlıyorum ama görevli eşliğinde geçebilirdim.
Nereden baksanız 30 dakika uğraştım köprüden geçmek için. Görevli polislerden yardım istedim.
Polislerden birisi "KGS alacaksınız" dedi :) Bunu diyen trafik polisi.
Köprü muhafızlarının altında araç olduğ halde ve o araçla beni rahatlıkla karşıya geçirebilecekleri halde "otobüse mi binersin, kamyona mı binersin, bir çare bul. bu şekilde geçemezsin" diyorlar.
Tamam anladık, yasak. Ortada bir problem var. Ama çözüm de olsa...
Neyse, geçemedim köprüden. Emirgan'a gittim sonra. Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımdan birisi ile uzun uzun sohbet ettik.
Güzel gündü...

Bilelim Hatırlayalım

Çok hoşuma giden bir maili paylaşmak istedim.

Türkiye'deki icraatlarının unutulmaması ve bakar körlerin gak guk etmemesi için Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP'nin Türk siyaset tarihindeki bazı ilklerini hatırlatmakta yarar görüyorum:
*1- İlk defa bir Başbakan "Tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz." dedi
*2- İlk defa ekonomi büyürken işsizlik arttı.
*3- İlk defa carî açık verilirken döviz kuru arttı.
*4- İlk defa bir Başbakan zam isteyen memura "İMF'yi ikna edin " dedi.
*5- İlk kez ithalat 100 milyar doları aştı.
*6- İlk kez cari açığın üstünde borçlanma yapıldı
*7- İlk kez Yunan Kilise Bankası Türkiye' de banka satın aldı.
*8- İlk defa domuz, kesimlik hayvanlar arasına alındı
*9- İlk defa düşük faizli dış borç, yüksek faizli iç borç ile ödendi.
*10- İlk defa bir Başbakan ve Dışişleri Bakanı, islamiyeti yok etmeye yemin eden bir Papa'nın heykeli önünde fotoğraf çektirdi.
*11- İlk defa bir Başbakan "Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya!" dedi.
*12- İlk defa bir cami kiliseye çevrildi.
*13- İlk defa kilise ve havralar imar planında yer aldı.
*14- İlk defa bir Başbakan Yahudi düşünce kuruluşundan " Üstün Cesaret(!) Ödülü" aldı.
*15- İlk defa Türk askerinin başına ABD güçlerince çuval geçirildi.
*16- İlk defa bir Başbakan "Bir dönem dini kullandık " dedi.
*17- İlk defa petrol kanunu ile yabancılara elli yıllık imtiyaz
verildi.
*18- İlk defa yabancı rantiyecilere vergi muafiyeti tanındı.
*19- İlk defa iletişim sektörünün tamamı yabancıların eline geçti.
*20- İlk defa tezkere reddedilmesine rağmen Dışişleri Bakanlığı genelgesi ile silahlar Türkiye üzerinden geçti.
*21- İlk defa bir Başbakan İslam dünyasının sınırlarını değiştirecek BOP'un eş başkanı oldu.
*22- İlk defa bir Başbakan, Müslüman topraklarını işgal eden ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ettiğini açıkladı.
*23- İlk kez İsrailli bir işadamına çok gizli bir şekilde 800 milyon dolar kaynak aktarıldı.
*24- İlk defa bir Başbakan yapılan ihalede önce uçak istedi; ama sonra Mercedes'e razı oldu.
*25- İlk defa fındık üreticileri en büyük mitingi yaptı.
*26- İlk defa bir Başbakan Türkiye'yi pazarladığını açıkça itiraf etti.
*27- İlk defa tarımsal üretimde dış ticaret açığı ortaya çıktı.
*28- İlk defa bir Başbakan çiftçilere "Gözünü toprak doyursun." dedi..
*29- İlk defa kapkaç diye bir sektör ortaya çıktı.
*30- İlk defa zina suç olmaktan çıktı.
*31- İlk defa bir Başbakan en fazla yurt dışı gezisi yaptı.
*32- İlk defa bir Başbakan "Borç yiğidin kamçısıdır." diyerek borçlanmayı bir başarı olarak gösterdi.
*33- İlk defa enflasyon % 10 artarken pancar fiyatları 99 kuruştan 88 kuruşa indi.
*34- İlk defa çiftçi ve emekliden vergi alınması sözü verildi.
*35- İlk defa bir Başbakan Danışmanı Amerikalılara Başbakan için "Bu adamı kullanın, onu rogara süpürmeyin." dedi.
*36- İlk defa GSMH artarken KDV tahsilatı yerinde saydı.
*37- İlk defa bir Başbakan TMSF katkısıyla bu kadar çok TV ve gazete yönlendirdi.
*38- İlk defa Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı misafir olarak gelen bir kralın ayağına gitti. Hem de 10 Kasım günü...
*39- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ÇİFTÇİYE " ANANIDA AL GİT!" DEDİ.
*40- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ŞEHİT ZİYARETTİNDE "ASKERLİK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR." DEDİ
*41- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN 300 METRELİK GEMİYE "GEMİCİK" DEDİ.
*42- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN, "GAZETELERİNİ OKUMAYIN TELEVİZYONLARINI AÇMAYIN." DEDİ.
*43- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNEN İNSANLARI DİNSİZLİKLE SUÇLADI.
*44- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN İÇİN CUMHURİYET MİTİNGLERİ YAPILDI.
*45- İLK DEFA BİR HALK KENDİ LAİKLİĞİNDEN VE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN KORKTU.
*46- İLK DEFA ATA'MI ANLIYORUM.
Bu hızla Tayyip Erdoğan bu dönemde ülkemizdeki her şeyi özelleştirmiş olacak.
İşbu ya özelleştirmeye ve satmaya kafayı takmış olan başbakanımız en sonunda kendisini özelleştirir mi?
*- Türk Telekom, Arap'ın.
*- Telsim İngiliz'in.
*- Kuşadası Limanı İsraillinin.
*- İzmir Limanı Hong Konglunun.
*- Araç muayene işi Alman'ın.
*- Başak Sigorta Fransız' ın.
*- Adabank Kuveytli' nin.
*- İETT Garajı Dubaili' nin.
*- Avea Lübnanlı' nın.
*- Petkim? Ermeni' nin. ( Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bir çıkardık Ermeni...)
*- Rakı, Amerikalı' nın.
*- Finansbank Yunan'ın.
*- Oyakbank Hollandalının.
*- Denizbank Belçikalının.
*- Türkiye Finans Kuveytlinin.
*- TEB Fransız'ın.
*- Cbank İsraillinin.
*- MNG Bank Lübnanlının.
*- Alternatif Bank Yunan'ın.
*- Dışbank Hollandalının.
*- Şekerbank Kazak'ın.
*- Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.
*- Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.
*- Beymen'in yarısı Amerikalının.
*- Enerjisa' nın yarısı Avusturyalının.
*- Garanti' nin yarısı Amerikalının.
*- Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.
*- İzocam, Fransız'ın.
*- TGRT (Fox) Amerikalı'nın.
*- Demirdöküm Alman'ın.
*- Döktaş Fransız'ın.
*- Süper FM Kanadalı'nın.
Hepsi TÜRK'tü, bir zamanlar tabi. Sadece 5,5 yıl önce.(Yani AKP hükûmetinden önce.)
Önemli! Borla çalışan araba üretildi, Türkiye kıskaçta. Arabayı BOR madeniyle çalıştıracak patentli altı yüz proje olduğu ortaya çıktı. Türkiye, dünya rezervinin yüzde yetmişinine sahip.

*AYDIN İNSAN; ARAŞTIRIR, YARGILAR VE SONUCA VARIR.
CAHİL, YOBAZ İNSAN; DUYAR, GÖRÜR VE HÜKME VARIR.
YA BİR YOL BUL YA BİR YOL AÇ YA DA YOLDAN ÇEKİL!