Monday, December 21, 2009

Trafikte Araç Çekicileri !


Aracı olan hemen herkesin dertli olduğu bir konudur trafik çekicileri. İstanbul'da araç kullanıp da rahartça park yeri bulabilen var mı? Park sorunu yaşamayan var mı? Araç kullanan herkesin ortak sorunu park problemi. Peki yasak yerlere park edince ne oluyor? Resmi görevli olan trafik çekicisi, şehir hayatının aksamaması için kanunlara göre belirlenmeş yetkilerini kullanarak sorumluluğunu yerine getiriyor ve gelip yasak yere park edilmiş olan aracı kaldırıyor. Buraya kadar herşey gayet mantıklı.

Peki uygulamada yaşanan aksaklıklar neler?
Öncelikli soru: park yasağı olan yerlerin alternatifi nerde?
Bu bir belediyecilik ya da şehircilik sorunu değil midir?
Tamam, yasak demek kolay. Park yasağı tabelasını asarsınız ve oraya park etmek yasak. Belediyenin önüne, sağlık kuruluşunun yanına, hastanenin önüne, ptt'nin yanına park etmek hep yasaktır. İyi de hergün yüzlerce insan gidiyor bu mekanlara. Bu insanlar nereye park edecek araçlarını?

Birçok park yasağı yüzünden araç çekme işlemi, halkın işini halletmek için gitmek zorunda olduğu resmi binaların yanında yapılıyor. Hatta binaya yakın olan esnaf ve mahalle sakinleri çok iyi bilirler polisin hangi saatte gelip araçları çekeceğini. Olan millete olur. Olan, orada işini halletmeye çalışan yurdum insanına olur.

Bu arada gerçekten trafiğin akışını engellediği halde kavşak girişlerinde duran birçok lüks aracın hiç çekilmediğine şahit olmuşumdur.

Hiç bir çekici üzerinde yeni bir Mercedes gördünüz mü? Ya da üst sınıf tabir edilen arabalardan herhangi birisini? Jaguar, BMW, Cadillac, Jeep v.s. Bu araçlar da yasak yerlere park edebiliyor. Ama onları çekemiyor resmi görevliler. Arkasında güç vardır diye !!! Nerde kaldı kanunların eşit uygulanması?

İyi bir gelir kaynağıdır park yasaklarından gelen para. Aracınız çekilirse cebinizden çıkacak olan para en az 100 TL'dir. O da şansınız varsa. Genellikle 100-150 TL arasında paranız gider. Ve istanbulda her gün yüzlerce araç çekilir. İyi bir gelir kapısı değil mi?

Aracınızı bilmediğiniz biryere park edersiniz. Orada park yasağı tabelası vardır aslında ama o kadar çok araç park etmiştir ki ve o araçlardan birisi belki de park yasağı tabelasının önüne park etmiştir; görmezsiniz o park yasağı tabelasını. İşinizi halleder ve gelirsiniz. Bir bakarsınız ki aracınız gitmiş. O durumda yapacak birşey yok. Etraftaki esnafa sorarsınız "nereye götürülür burada çekilen araçlar?" bulursunuz parkı. Ve bu parklar da özellikle uzak yerlerden seçilir. Ne kadar uzak olursa çekici parası o kadar yüksek olur. Anlaşmalı park yerleridir. Araç oraya bir girdi mi fahiş park parası alırlar sizden. Cezalı tarife. Aynı yerde o parkın müşterileri olan araçlar da vardır. Ama siz hemen suçlu oldunuz ya park yasağı yüzünden...

Bir de benim de başıma gelen ilginç senaryolar vardır. Tam siz geldiğiniz anda aracınızın çekilme işlemlerine başlanmıştır. Çekicinin kullanım amacı, acaç sahibi orada olmadığı için sorunu çözmek değil midir? Çünkü o araç orada şehrin düzenli(!) yaşantısı için zorluk teşkil ediyor. Hani trafik çekicisinde görevli olan polis memuru beyefendi aracın sahibini bilse, bulsa cezasını kesip gitmekle görevlidir aslında. Aracın sahibi geldiyse aracı çekmeye ne gerek vardır ki? Ama yoook ! Araç çekildiği zaman çok daha yüksek ekonomik getirisi var. Araç sahibinin cebinden çok daha fazla para çıkacak.

Bir de çekilecek olan aracın içine girme mevzusu vardır. Araç, çekicinin üstüne kaldırılmaz da ön tarafından çekicinin arkasındaki kaldıraç ile kaldırılır ve arka tekerlekleri üzerinde çekilir. Eee??? Bu arabayı park ederken el frenini çekmemiş miyidniz? Nasıl indirildi o el freni? Nasıl çekiliyor o araba öyle?

Efendim, aracınızı çekmekle görecli olan çekicideki resmi görevli beyefendiler (!) aracınızın kapısını açıp el freninizi indiriverdiler. Nasıl yaa? Ne hakları var ki benim aracımı açmaya, içine girmeye? Özel hayata müdahale değil midir bu?

Günün birinde güzel bir havada bisikletle istanbul içinde dolaşırken bebek parkı yakınlarında trafik görevlilerinin araç çekmente olduğunu gördüm. Bisikletimle biraz da dinlenmek amacı ile resmi görevlinin yanına yaklaştım. Aracı çekme işini gerçekleştiren mesai arkadaşını izliyordu.

"araçların içine girip el frenini indirmek yasal mı?" diye sordum.
"değil" dedi.
Bu bir devlet memuru! Polis! Görevi halkın güvenliğini, haklarını korumak olan bir devlet görevlisin! Kanuni olmayan şeyler yapıyor!!!

Bu suç, büyük şehirlerde hergün defalarca işleniyor. Birçok insanın canı sıkılıyor. Devletin resmi makamlarına karşı nefret duyguları beslemesine sebep oluyor.

Yakın zamanda tedbir alınması dileği ile...

No comments: