Wednesday, September 8, 2010

Nereye Gidiyoruz ? Küçük Küçük...


Bugün pasaport ile ilgili işlem yaparken dikkaattimi çeken bir konuyu paylaşmak istedim.
Pasaport başvurusu yaparken kullanılan fotoğraflar başörtülü olabiliyormuş. Konu ile ilgili detaylı bilgiye e-pasaport sayfasından kırmızı renkli menüde Biyometrik Fotoğraf linkini tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Siyasi sembol olarak başörtüsü kullanılıyor diye bunu yazmak istedim. Mevcut hükümetin icraatlarından birisi daha. Yeni anayasa kabul edilirse böyle farkında olmadan o kadar çok yenilik (!!!) ile karşılaşacağız ki tahmin bile edemezsiniz.

Cumhuriyetin kurulduğu yılları hatırlatmak istedim. 25 Kasım 1925'te çıkarılan kanun ile dinsel niteliği olmayan çağdışı kıyafetler ile sokaklarda dolaşılması yasaklanmıştır. İnceliğe bakar mısınız? Sokaklarda dolaşılması yasaklanmış. Buna dikkat çekmek istiyorum "sokaklarda dolaşılması yasak". İsteyen ibadetini yaparken giysin kıyafetini. Buradan bu çıkarılamıyor mu? Çok net değil mi?

Kılık Kıyafet Kanunu ile kadınların çarşaf giymesi de yasaklanmıştır. Çarşaf cahilliktir.
3 Kasım 1934'te düzenlenen kıyafet kanunu ile cüppe ve sarık giymek yasaklanmıştır.

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ülkeyi kurduktan sonra çağdaşlaşma yolunda hızla ilerlerken her alanda doğru çalışmalar yaptığı gibi kılık-kıyafet ile ilgili de doğru çalışmalar yapmıştır.

Zihninde cumhuriyeti, çağdaşlığı kabul eden insanlar bunun gereği gibi yaşamayı ve giyinmeyi bilmelidir. Dış görünüş, insanın kişiliğini yansıtan en önemli unsurlardan birisidir.

Oysa günümüzde birçok çevre halen cumhuriyet öncesi dönemin yaşantısına dönmeye çalışmaktadır. Kullandıkları kıyafetler bunun önemli göstergelerinden birisi. Bir insanın fikri neyse zikri de odur.

Bugün etrafınızda ne kadar çok cüppeli ve çarşaflı insan gördüğünüzün farkında mısınız?

Saygılarımla,
Reyhan YILMAZ.

1 comment:

Mügen said...

Pasaportlardaki başörtülü fotoğrafın seni neden rahatsız ettiğini anlayamadım. Ben de pasaportunda başörtülü fotoğrafı olan bir kadınım. Üstelik bilgin olsun, bu yeni bir uygulama değil! Özgürlükçü bir ülkede isteyen istediği gibi başını örter ya da örtmez. Hangi "çağdaşlık!" bu seninki! İnsanlar dini inanışları doğrultusunda bu tercihi yapar ya da yapmaz. Kadın olmayanların, kadınların hayatları ve tercihleri üzerinden yaptığı bu pervasız ve yersiz yorumları duymaktan, üstelik saygı duyduğumu düşündüğüm birilerinden bile duymaktan usandım.

Bir "insanın" çağının gerisinde olduğunu üzerine giydiği kıyafetle iddia edemezsiniz. Üstelik özgürlüklerin bu denli yaygın olduğu bir dünya düzeninde, genç kafaların hala paslanmış düşünceler peşinde yılmaz neferler olmasını da hayretle karşılıyorum. Ezberinizi bozmaya davet ediyorum. Şöyle tarafsız, öğretilmiş akıllardan ari, objektif bir gözle bakmak bu kadar mı güç! Herkesi söz söylemeden önce haddini bilemeye çağırıyorum.

Başörtüsü taşıyanların siyasi bir sembol kaygısı taşıdığını düşünmen de ayrı bir saçmalık. Biz kadınlar başörtülerimizin üzerine hangi partiye oy verdiğimizi yazmıyoruz. Öyle olsa herkes iktidar partisinin ya da sağcı bazı partilerin bayrakları ile örtünürdü. Neyse ne... Yanlış tanımışım diyor ve geçiyorum.

Allah doğrusunu göstersin.